
Foliküler lenfoma (FL) hastaları için prognostik faktörler kapsamlı olarak incelenmiş olsa da, yakın zamana kadar klinik ortamda en yararlı olanları ve rituksimabın (R) birinci basamak tedaviye yaygın şekilde dahil edilmesinden sonra da geçerli olup olmadıkları belirsizdir. Agresif lenfomalar için Uluslararası Prognostik İndeks (IPI), FL'deki sonuçların önceden tahmin ettiricisidir, fakat az sayıda hasta (% 10 ila % 15) yüksek riskli grupta olduğu için kullanımı sınırlıdır. Foliküler Lenfoma Prognostik Faktör İndeksi (FLIPI), FL için özel olarak tasarlanmıştır ve uluslararası bir işbirlikçi çalışma yoluyla geliştirilmiştir. Bu indeks, yaş (>60’a karşı < 60), Ann Arbor evresi (III ila IV’e karşı I ila II), hemoglobin (>12’e karşı <12 g / dL), etkilenen nodal alanların sayısı (>4’e karşı <4) ve serum laktat dehidrogenaz (LDH) düzeyi (>normal’e karşı <normal) olmak üzere 5 prognostik faktörü kullanarak, hastaları risk gruplarına ayırır. Düşük risk (hiç ya da bir advers faktör), orta risk (iki advers faktör, risk oranı 2.3) ve yüksek risk (üç ila beş advers faktör, risk oranı 4.3) olmak üzere, benzer sayıda hasta içeren üç risk grubu tanımlanmıştır. Bu indeks, araştırmalarda sonuçların karşılaştırılmasını sağlar ve çeşitli gruplardaki farklı tedavilerin araştırılmasına izin verebilir.
Yakın zamana kadar, ileri semptomatik FL için standart tedavi kemoterapiydi. Antrasiklin / interferon kombinasyonları haricinde mükemmel bir sonuç ortaya koyan herhangi bir rejim kullanılmadan alkilleyici ajanlar, antrasiklinler ve pürin analogları bazlı rejimler kullanılmıştır. Daha yakın zamanlarda, FL'nın birinci basamak tedavisinde rituksimabın standart kemoterapi kombinasyonlarının eklenmesinin, geniş randomize çalışmalarda, genel sağ kalımın uzaması da dahil olmak üzere, FL'li hastalarda uzun vadeli sonuçları iyileştiği gösterilmiştir. Kemoterapi ile birlikte rituksimabın birinci basamak tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır, ve bu nedenle aynı prognostik faktörlerin hala geçerli olup olmadığını belirlemek önemlidir. Bir grup araştırmacı, siklofosfamid, vinkristin ve prednizon (CVP) ile CVP artı rituksimab (R-CVP) tedavisi sonrası daha önce tedavi edilmemiş foliküler lenfoma (FL) hastalarının uzun dönem sonuçlarını karşılaştırmak ve R-CVP ile tedavi sonrası bilinen prognostik faktörlerin prediktif değerini değerlendirmek için bir çalışma yaptılar. Daha önce tedavi edilmemiş CD20 pozitif evre III / IV FL hastalarını rasgele olarak, 159 kişiye sekiz döngü R-CVP ve162 kişiye CVP verilmek üzere 2 gruba ayırdılar. Hastaları ortalama 53 ay takip ettiler. Sağ kalım verilerinin yanı sıra, çalışmanın her iki kolunda progresyon zamanı için prognostik faktörlerin tek değişkenli ve çok değişkenli analizlerini yaptılar.
Araştırmacılar, birincil sonlanım noktası olan tedavi başarısızlığı zamanının (TTF), dört döngüden sonra yanıt alınamayan hastalar da dahil olmak üzere, CVP alanlara göre R-CVP alan hastalarda anlamlı derecede daha uzun olduğunu gördüler. Genel ve tam yanıt oranları, yanıt süresi, progresyon zamanı, bir sonraki antilenfoma tedavisine kadar geçen süre ve genel sağ kalım dahil olmak üzere diğer tüm sonlanım noktalarında, tek başına CVP'ye göre R-CVP ile iyileşme sağlandığını gözlemlediler. Tek değişkenli analizler, FLIPI alt grubu, IPI alt grubu, başlangıç histolojisinden bağımsız olarak CVP'ye karşı R-CVP'si ile TTP'de bir iyileşme gösterdi. Araştıermacılar, genel sağ kalım da dahil olmak üzere tüm sonuç ölçümlerinin analizlerinin, FL'nin birinci basamak tedavisinde CVP'ye rituksimab eklenmesinin yararını desteklediğini belirttiler.
Marcus et el. Phase III Study of R-CVP Compared With Cyclophosphamide, Vincristine, and Prednisone Alone in Patients With Previously Untreated Advanced Follicular Lymphoma, J Clin Oncol 26:4579-4586.
+ Tüm Referansları Göster