Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

Kolin insanlar için temel bir besindir ve omega-3 yağ asitlerine benzer şekilde, endojen olarak karaciğerde üretilen miktar insan gereksinimlerini karşılamak için yeterli olmadığından, diyet ve takviye kaynaklarından elde edilmesi gerekmektedir. Fizyolojik olarak kolin, yaşam döngüsü boyunca nörotransmiter sentezinden hücre yapısına ve metilasyona kadar insan metabolizmasındaki geniş kapsamlı rolleri içerdiği gibi kolin eksikliği karaciğer hastalığına, yavru bilişsel fonksiyona ve potansiyel nörolojik bozukluklara bağlı olan bir dizi fonksiyon içinde kritik öneme sahiptir. Oksitlenmiş formunda (metabolit glisin betain) fonksiyonel olarak kolin, gen ekspresyonunun düzenlenmesinde potansiyel olarak beyin fonksiyonunun modüle edilmesinde merkezi bir rol oynayan DNA ve histon metilasyonuna dahil bir ana metil donörü olan S adenosilmetiyonin sentezine katkıda bulunmaktadır. Kolin ayrıca karaciğer fonksiyonunu, kusurlu lipoprotein metabolizması, anormal fosfolipid sentezi ve oksidatif hasara bağlı eksiklikler ile etkilemektedir.

Amerika Birleşik Devletleri Tıp Enstitüsü (IOM) ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), kolinin insan vücudunda önemli bir rol oynadığını ve diyet referans değerleri oluşturduğunu kabul etmektedir. Amerikan Tabipler Birliği 2017 yılında, doğum öncesi vitamin takviyelerinin kanıta dayalı miktarlarda kolin içermesi gerektiğini belirten yeni tavsiyeler yayınlamıştır. Aynı zamanda Amerikan Pediatri Akademisi (2018'den itibaren) çocuk doktorlarını sadece iyi bir diyet önermenin ötesine geçerek, hamile kadınların ve küçük çocukların, kolin bunlardan biri olarak listelenen yeterli miktarda "beyin inşa besinleri sağlayan gıdalara erişimlerini sağlamaya çağırmıştır. Ne yazık ki, İngiltere'de kolin henüz gıda bileşimi veritabanlarına, ana beslenme araştırmalarına veya resmi tavsiyelere dahil değildir.

İngiltere Kolinin Önemini Göz ardı Etmemeli

Yapılan araştırmalar kolinin öneminin arttığını ve İngiltere'nin artık bu durumu göz ardı etmemesi gerektiğini göstermektedir. Bu durum, bitki bazlı diyetlere yönelik hızlandırılmış gıda trendlerinin kolin alımı üzerinde daha fazla sonuç alabileceği düşünüldüğünde artık her zamankinden daha önemlidir. Hükümet organları ve kuruluşları, bu temel besini içerecek şekilde genişletilmiş veri kümelerine bakmalıdır. Şimdiye kadar, yapılan çalışmanın kanıt tabanına bakarak bildiklerimizi sıralarsak; öncelikle, kolin, nörobiliş, lipit metabolizması, karaciğer fonksiyonu ve homosistein regülasyonu için gerekli kritik bir besindir.

İkinci olarak; Avrupalılar, Amerikan, Kanada ve Avustralya nüfusunun çoğu kolin AI (kolin için önerilen günlük yeterli alım miktarı (AI) erkekler için 550 mg ve 19 yaş ve üstü gebe olmayan kadınlar için 425 mg) önerilerini karşılamıyor. Üçüncü olarak; yumurta, süt ve et başlıca diyet sağlayıcıları gibi görünmekle birlikte bunların tüketilmesinden sonraki hareketler kolin alımı için istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Ayrıca devam eden beslenme araştırmaları, "uzun vadeli kolin alımlarını incelemeli ve kolin alımının daha güvenilir resmini verecek olan 24 saatlik hatırlamalardan ziyade gıda sıklığı anketleri kullanmalıdır. Dördüncü olarak; sağlık uzmanlarını ve tüketicileri kolin açısından zengin bir diyetin önemi ve bunu nasıl başaracakları konusunda eğitmek için daha fazla şey yapılması gerekmektedir. Beşinci ve son olarak; besin kaynaklarından ihtiyaç duyulan seviyelerde kolin elde edilmezse, özellikle kolin alımının bebek gelişimi için kritik olduğu durumlarda, hamilelik gibi yaşam döngüsünün kilit aşamaları ile ilgili olarak takviye stratejileri gerekecektir.

Medikaynak Referanslar

Could we be overlooking a potential choline crisis in the United Kingdom?, Emma Derbyshire, Nutritional Insight, Surrey, UK, 19 March 2020

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler