
İnsülinin enfeksiyonla savaşma yeteneğini arttırmak için bağışıklık sistemine bir destek olarak rolü, Kanadalı bilim insanları tarafından ilk kez ayrıntılı olarak açıklandı. Araştırmacılar, aktive edildiğinde bağışıklık sistemindeki T hücrelerinin hızlı bir şekilde bölünmesi ve sitokinlerin salınmasını sağlayan spesifik bir insülin sinyal yolu tanımladılar. Bilindiği üzere etkili bir bağışıklık yanıtı, enfekte olmuş hücreleri veya mikropları yok ederek hastalığa ve yaşamı tehdit eden enfeksiyonlara karşı bizi korur. Bunun aksine verimsiz bir sistem, bağışıklık sistemi rahatsızlıklarına veya hastalıkların gelişmesine neden olabilir.
Geçmiş yıllarda karaciğerin kas ve yağ gibi organlarda insülin glukoz metabolizmasındaki rolü hakkında çok sayıda çalışma yapılmıştır. Buna rağmen karaciğerin bağışıklık sistemi üzerindeki etkisi hakkında çok az şey bilinmektedir. Bu bağlantıyı test etme önerisi, tip 2 diyabetli veya obez olan ve tip 2 diyabet geliştirme riski yüksek olan kişilerin insüline iyi yanıt vermediği veya insüline dirençli olduğu gözleminin bir sonucu olarak araştırma ekibine geldi. Ekip daha önceki çalışmalarında, karın yağındaki bağışıklık hücrelerinin, insülin duyarlılığını azaltan pro-inflamatuar kimyasalların salınmasına neden olduğunu gösterdi.
Farelerde Bağışıklık Yanıtı Azaldı
Obezite tüm vücut insülin direnci ile bağlantılıdır. Obez ve insüline dirençli bireyler ve farelerin bağışıklık tepkilerinin zayıfladığı, ciddi enfeksiyonlara karşı duyarlılığının arttığı bilinmektedir. Bu araştırmanın amacı insülinin T hücresi fonksiyonunu nasıl düzenlediğini ve T hücrelerinin insüline cevap vermeyi durdurmasının neden olduğunu araştırmaktı. Dr. Tsai, T hücrelerinin, enfeksiyonlara karşı bedenin kendini savunmada çok önemli bir rol oynadığı için seçildiğini söylüyor.
Araştırma ekibi genetik olarak tasarlanmış fareler kullanılarak, insülin direncini taklit eden ve üzerinde insülin reseptörü olmayan, T hücreleri olan fareler tasarladı. Daha sonra farelerde H1N1 grip virüsü gibi farklı stres faktörleri altında T hücrelerine ne olduğunu gözlemlediler. Bu farelerin yabancı bir istilacı ile karşılaştıklarında T hücrelerinin aktivasyonlarını arttırmak için daha fazla sinyale gereksinim duyduklarını gözlemlediler. Ek destek olmadığı durumda virüsü yok etmekte başarısız oldular.
Araştırmacılara göre bu bağlantıyı hücresel düzeyde anlayabilirsek, bu bize yeni terapiler için yeni yollar bulmak için en iyi fırsatı sunacaktır. Bu sayede otoimmün hastalıkların tedavisi için de bu yoldan faydalanmak mümkün olabilir.
https://www.sciencedaily.com/releases/2018/08/180830113035.htm
+ Tüm Referansları Göster