
Türkiye'de organ bağışı için geçerli sistem opt-in denilen sistemdir. Yani organı aktif olarak bağışlamak gerekir ve aynı zamanda beyin ölümü tanısı konmuş şahısların ailesinden de izin alınmaktadır. Türkiye'de ailelerin onay oranı %20-25 arasındadır. Opt-out ise organların sahibinin öncelikle devlet olduğu mantığıyla işler, kabul etmeyen kendini organ bağışçılığından çıkarır. Bu uygulanırken kimi ülkelerde aile onayı yine de gerekirken (soft opt-out) bazı ülkelerde ise aile onayına gerek olmaksızın organlar alınabilmektedir (hard opt-out). İspanya’da soft opt-out modeli uygulanmaktadır. İspanya, güçlü bir kadavradan organ bağışı altyapısının geliştirilmesinde, diğer ülkelerin takip etmesi gereken model olarak gösterilmektedir. Matesanz ve arkadaşlarının yayınladıkları bir makalede, İspanyol deneyiminin, böyle bir övgüyü almaya nasıl layık olduğu vurgulanıyor. Gelişmekte olan bir organ sağlama ortamına rağmen İspanya, bir milyon nüfus başına 40 kadavradan organ bağışı oranıyla ve en yüksek solid organ nakli aktivitesiyle, dünyada hala transplantasyonda başı çekmeyi başarıyor.
İspanyollar sıklıkla diğerlerini, yüksek bağış oranlarının nedeni olarak İspanya'daki opt-out sisteminden bahsetmekten vazgeçirmişlerdir ve herhangi bir resmi kayıt olmaması, devre dışı bırakma sistemini neredeyse geçersiz kılmaktadır. Birçok ülkedeki kampanyacılar, organ sağlanmasının artmasına neden olduğunu öne süren ikincil analizlerden destek alarak, bağış oranlarını artırmak için kolay bir cevap olarak opt-out sistemlerini savunurlar. Matesanz ve arkadaşları titiz incelemelerinde, bağış kayıt metodolojisinde basit bir değişiklik yapmak yerine eğitim ve altyapıya sürekli yatırım yapılmasının daha önemli olduğunu önermektedir. Yazarlar ayrıca, kadavradan organ bağışı rakamlarının mükemmel olmasına rağmen, diğer ülkeler gibi İspanya'nın da organ talebine karşı arzda bir boşluk bıraktığını açıkça belirtmektedir. Canlı donör oranları, diğer bazı ülkelere göre transplantasyon aktivitesinin daha küçük bir bölümünü oluşturan İspanya'da, daha düşük olmakla birlikte yavaş yavaş artmaktadır. Bu, opt-out ülkelerinde tanınmış bir olgu olsa da, etkileyici kadavradan organ bağışçı sayıları nedeniyle İspanya daha da dezavantajlı olabilir. Buna ek olarak, canlı donörler, kadavradan oran bağışı oranlarının yüksek olduğu ülkelerde, öne çıkma motivasyonundan yoksun olabilirler fakat önemleri, tek bir böbrek transplantasyonu veya bir nakil zincirini kolaylaştırmaya yönelik yeniliklerde yatmaktadır. Tamamlayıcı organ bağışları kaynaklarının daha fazla araştırılması, İspanya'nın daha iyi solid organ transplantasyonu aktivitesine ulaşmasına yardımcı olabilir. Organ bağışı olanaklarını en üst düzeye çıkarmak, organ sağlama yolunun her fırsatında olmalıdır. İspanyol halkının genellikle organ bağışıyla ilgili ne kadar iyi bilgilendirildiğini ve bunun organ bağış yollarıyla daha iyi etkileşime girip geçmediği belirsizdir. İspanya'nın başarısını taklit etmek istersek, enerjimizi devre dışı bırakma sisteminin gereksiz gerekçelerine odaklanmaktan çok, tavsiyelere kulak verip ve eğitim ve altyapıya yatırım yapmalıyız.
A. Sharif. Viva España - Lessons from the Spanish organ donation system American Journal of Transplantation, February 2017
+ Tüm Referansları Göster