
Koyu, kafeinsiz veya kafeini azaltılmış kahve.. Nasıl kahve severseniz sevin, kahve içerken kendinizi rahat hissedebilirsiniz.
Son 6 ay içerisinde kolorektal kanser tanısı koyulan kadın erkek toplam 5100 kişiyi ve kolorektal kanserle ilişkisi olmayan kadın erkek 4100 kontrol grubunu kapsayan araştırmaya göre kahve kolorektal kanser riskini azaltmakta.
Araştırmada katılımcılar aldıkları sıvıların yanında içtikleri kahve , instant kahve , filtre kahve ve kafeinsiz kahve gibi içecekleri günlük olarak bildirmişler. Ayrıca bu kişilere kolorektal kanser açısından aile öyküsü-sigara kullanımı-beslenme alışkanlıkları ve hareket alışkanlıkları ile ilgili anket yapılmış. Sonuçta kahve tüketiminin kolorektal kansere yakalanma riskini azalttığını ve kahve tüketim miktarı arttıkça bu riskin daha da düştüğünü göstermişler.
Verilere göre diğer kolorektal kanser risk faktörleri için düzenlemeler yapıldıktan sonra bir ya da iki günde bir bardak orta sertlikte kahve tüketimi kolorektal kanser riski açısından %26lık bir düşüşe yol açıyor. Bu oran günde 2.5 bardak içenlerde ise yüzde 50'lere kadar çıkıyor. Ve bu düşüş kafeinli kafeinsiz bütün kahve türleri için geçerli olması araştırmacılara kahvenin koruyucu özelliğinin kafeinden kaynaklanmadığını göstermiş.
İçerdiği kolorektal sağlığı koruyucu birçok element ile kahve önleyici etkiye sahip. Örneğin kafein ve polifenoller antioksidan gibi davranıyor ve potansiyel kolorektal kanser hücrelerinin gelişimine engel oluyor. Kavurma işlemi sırasında ortaya çıkan melanoidinler kolon motilitesi açısından olumlu etkilere sahip. Diterpenler ise oksidatif hasara karşı vücudun savunmasını güçlendiriyor. Koruyucu özellikler kavurma yöntemine göre değişiyor. İyi haber ise ne şekilde olursa olsun kahvenin koruyucu özellliğinin olması.
Araştırmacılar bu önemli hastalık ve kahve ilişkisi için daha çok çalışma yapılması gerektiğini belirtmişler.
1. S. L. Schmit, H. S. Rennert, G. Rennert, S. B. Gruber. Coffee Consumption and the Risk of Colorectal Cancer. Cancer Epidemiology Biomarkers & Prevention, 2016; 25 (4): 634 DOI:10.1158/1055-9965.EPI-15-0924
+ Tüm Referansları Göster