
Hematolenfoid sistem neoplazmlarının WHO sınıflaması, klinik, morfolojik, immünofenotipik ve genetik özelliklere dayanmaktadır. Olgun B hücreli lenfoproliferatif hastalıklar (LPD), hematolenfoid neoplazmların % 80'inden fazlasını oluşturmaktadır. Kronik lenfositik lösemi (KLL), LPD'nin en sık görülen türüdür. Çok sayıda genetik anomalite olmasına rağmen genetik, KLL'nin tanısında rol oynamaz. KLL tanısını koymak için kalıcı klonal B lenfositozunun (> 5X109/L lenfosit) 3 aydan uzun süredir olması aranır. Flow sitometride, CD5 + CD19 +, CD23 +, zayıf yüzey membranı immünoglobülinleri (sIg) ve CD79b'nin ve FMC7'nin yokluğu veya düşük ekspresyonunu gibi karakteristik morfolojik ve immünfenotipik özellikler mevcuttur. İmmünofenotipleme KLL tanısında önemli bir role sahiptir. Bununla birlikte, KLL oldukça heterojen bir hastalıktır ve bu nedenle tanı koymak zor olabilir.
KLL tanısı için bir puanlama sistemi ilk olarak 1994 yılında Matutes ve arkadaşları tarafından tanımlanmıştır. Bu puanlama sistemi CD5, CD22, CD23, FMC7 ve sIg olmak üzere beş parametreden oluşur. 1997'de Moreau ve arkadaşları skorlama sisteminde CD22'yi CD79b ile değiştirmiştir. Atipik KLL, çoğunlukla CD5 ve CD19'u KLL'ye benzer şekilde birlikte eksprese eden mantle hücreli lenfoma (MCL) ile karıştırılır. Genellikle, MCL daha agresiftir ve farklı tedavi yaklaşımı gerektirir. Bu nedenle, bu iki hastalık arasındaki ayırıcı tanı kesin olarak yapılmalıdır. Histokimyasal veya moleküler testler ayırıcı tanıda kullanılabilir. Moleküler testler kolay uygulanabilir değildir, zaman alır ve daha pahalıdır. Bu nedenlerle, Matutes skorunun yetersiz olması durumunda, güvenilir ek yeni belirteçler araştırılmıştır. CD200 ve CD43 gibi çeşitli belirteçler KLL'nin tanısında katkıda bulunabilir. Bununla birlikte, KLL tanısı için flow sitometride hangi işaretleyicilerin kullanılmak üzere gerekli olduğu üzerinde fikir birliği yoktur.
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hematoloji Kliniği’nden araştırmacılar, KLL ve MCL’nin ayırıcı tanısında, flow sitometride LPD panelinde yer alan, ancak Matutes skorlama sisteminde yer almayan belirteçlerin rolünü araştırmak amacıyla bir çalışma yaptılar. Araştırmacılar atipik KLL olgularının %97,3’ ünün CD200 pozitifken, MCL olgularının ise sadece %6,1’inde CD200’ün eksprese edildiğini gördüler.CD43’ün ise, atipik KLL olgularının %95,7’ sinde ve MCL olgularının %39,4’ ünde eksprese edildiğini gözlemlediler. CD43 ve CD200’ün, CD22, CD79b ve FMC7’ ye göre daha anlamlı olduğunu buldular. CD43 ve CD2002in Matutes skorunun yetersiz kaldığı KLL olgularının tanısında tamamlayıcı marker olarak kullanılabileceğini belirttiler.
Falay, Mesude, et al. "The Role of CD200 and CD43 expression in differential diagnosis between Chronic Lymphocytic Leukemia and Mantle Cell Lymphoma." Turkish journal of haematology: official journal of Turkish Society of Haematology (2017).
+ Tüm Referansları Göster