Üye Girişi

Sağlık profesyonellerine özel hazırlanmış içeriklere erişebilmek için giriş yapmanız gerekmektedir. Henüz üye değilseniz lütfen üye ol seçeneğine tıklayın.

Giriş Yap Üye Ol
Şifremi Unuttum
Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

Kemoimmünoterapinin ortaya çıkışı ile kronik lenfositik lösemi (KLL) hastalarında birinci basamak tedavi sonrasında ortalama progresyonsuz sağ kalım (PFS) süresi 3,5 ile 6,7 yıl arasında değişmektedir. Bununla birlikte özellikle genç yaştaki hastalar için hastalık kontrolünün uzatılması oldukça önemlidir. Hastalığın tedavisinde allojenik kök hücre transplantasyonu ve yeni geliştirilen ilaçlar umut vaat etmektedir. Bunun yanı sıra bazı etkili tedavi seçenekleri ile dikkat çekici toksisite gelişebilmektedir. Bu yüzden düşük riskli hastalarda bireysel remisyon süresinin önceden bilinmesi fazla tedaviden kaçınmak için önemli fayda sağlayacağı düşünülmektedir.

Alman KLL grubunun (GCLLSG) yaptığı randomize bir araştırmada daha önce tedavi almamış KLL hastalarında fludarabin+siklofosfamid (FC) kemoterapisine rituksimabın eklenmesinin etkili bir tedavi seçeneği olduğu gösterilmişti. İsviçre’den bir grup araştırmacı yaptıkları çalışmada GCLLSG araştırmasından 493 hastada prospektif flowsitometri MRD ölçümlerini yaptılar ve KLL’de preteröpatik risk faktörlerine ek olarak MRD ölçümünün klinik değerini araştırdılar. Ayrıca Alman KLL çalışma grubu CLL8 araştırma kolları arasında MRD’nin prognostik etkisini karşılaştırdılar.

Araştırmacılar rastgele olarak FC ya da FC+ rituksimab (FCR) alan 493 hastanın 1,775 kan ve kemik iliği örneklerinde prospektif olarak MRD düzeylerini ölçtüler. Hastaları MRD düzeylerine göre düşük (<10-4), orta (>10-4 -<10-2) ve yüksek (>10-2) düzey olmak üzere gruplandırdılar. Tedavi boyunca ve tedavi sonrasında düşük MRD düzeylerinin daha uzun PFS ve genel sağ kalım ile ilişkili olduğunu gördüler. Tedaviden 2 ay sonra değerlendirildiğinde medyan PFS'nin düşük, orta ve yüksek MRD düzeyleri için sırasıyla 68.7, 40.5 ve 15.4 ay olduğunu hesapladılar. Düşük MRD’li hastalar ile karşılaştırıldığında orta ve yüksek MRD’li hastaların hastalık progresyonu için daha yüksek riske sahip olduğunu gördüler. Yüksek MRD’li hastaların ortalama genel sağ kalımları 48,4 ay olarak hesaplandı ve bu değere düşük MRD seviyelerinde ise bu süreye ulaşılamadı. Her MRD grubu içinde tedavi kolları arasında PFS ve genel sağ kalım arasında bir farklılık yoktu. Bununla birlikte FCR rejimi ile FC’ye göre düşük MRD düzeylerini daha sık tetiklediği gözlendi.

Araştırmacılar yaptıkları çalışma ile KLL’de MRD düzeylerinin bağımsız belirteçler olduğu sonucuna vardılar. MRD ölçümünün klinik sonlanım noktalarının değerlendirilmesinden önce randomize araştırmalarda tedavi etkililiğinin değerlendirilmesinde bir aday belirteç olarak kullanılabileceğini belirttiler.

Medikaynak Referanslar

Böttcher et al. Minimal Residual Disease Quantification Is an Independent Predictor of Progression-Free and Overall Survival in Chronic Lymphocytic Leukemia: A Multivariate Analysis From the Randomized GCLLSG CLL8 Trial, J Clin Oncol 30:980-988.

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler