
İnfantil kolik ailelerin bir türlü baş edemedikleri ve çözümsüz olarak kabul ettikleri bir durumdur. Yapılan araştırmalarda nedeni henüz bulunamamıştır fakat sindirim sistemi kaynaklı olduğuna inanılmaktadır.
Notre Dame Üniversitesi’nden araştırmacılar SIDS ve infantil kolikin kaynağının bebeklerde ses yolu boyunca havanın serbest bırakılmasının istemli olarak kontrol edebilme becerisinin kademeli olarak ortaya çıkmasıyla ilişkili olabileceğini öne sürdüler. Araştırmacılar bebeklerin hem kolik hem de SIDS için 6-14. haftalar arasındaki kısıtlı bir zaman aralığında daha fazla riske sahip olmalarını ve bebeklerin yine bu aralıkta solunum sisteminin istemliden, beyin ve beyin sapının her ikisinin de ‘düşünen’ kısımlarının dahil olduğu istem dışı kontrole geçişi öğrenmesinin bu düşüncelerini destekleyici olduğunu belirttiler. Bebeklerde yaşamlarının ilk ayında nefes alıp verme sürecinin beyin sapı tarafından kontrol edildiğini ve ses çıkarma üzerinde bebeğin hiçbir kontrolünün olmadığını fakat yaklaşık yedi ay boyunca, beyin sapının korteks ile işlevsel olarak giderek daha bütünleştiğini, kortikal ve subkortikal nöronal ağ sisteminin birlikte nefes kontrolünü paylaştığını aktardılar. Bebeklerin nefes alıp verme periyodunun daha az stabil olduğu bu dönemde kolik ve SIDS’nin riskinin daha yüksek olduğunun altını çizdiler.
SIDS’de bebeğin uyku sırasında uyku apnesi yaşamasına ya da istemsiz olarak solunumun durmasına yol açan farklı oranlarda gelişen nöral yolakların entegre olmasının bir sonucu olarak gelişiyor olabileceğini söylediler. Bebeklerde sinyallerin bir kontrol sisteminden diğerine geçişinin henüz yeterince güçlü olmamasının, bebeğin nefes almak için amaçlı olarak kendini uyandırabilmesine engel olduğunu belirttiler. Kolikli bir bebeğin beyinin alt sistemlerinin ajite solunum döngüsünü durdurmakta başarısız olması nedeniyle ağlamayı durduramıyor olabileceğini, bebeğin ağlamaya devam etmesi için korkutabileceğini aktardılar. Bebeğin ikisini birbirinden ayırmasına izin vermeyerek, ses ve nefesin geçici olarak birlikte kilitlendiği bir durumda, ağlamasını ya da devam eden istemsiz solunumunu durdurmak için kontrol sahibi olmadığı fikrini ortaya attılar. Araştırmacılar bebeklerin bu korku kaynaklı ağlama döngüsünü geriye döndüremediklerini ve böylelikle bebeklerin birlikte ve aşırı şekilde uyarılan gelişmemiş nöral yapılarının kurbanı olabileceklerini ileri sürdüler.
James J. McKenna, Wendy Middlemiss, Mary S. Tarsha. Potential Evolutionary, Neurophysiological, and Developmental Origins of Sudden Infant Death Syndrome and Inconsolable Crying (Colic): Is It About Controlling Breath? Family Relations, 2016; 65 (1): 239
+ Tüm Referansları Göster