Medikaynak Search
Üye Ol Üye Giriş
Medikaynak Menü

Son birkaç on yılda, insan meme kanserinin morbiditesi sürekli artmış ve kadınların yaşamları için büyük bir tehdit oluşturmuştur. Amerikan Kanser Derneği tarafından toplanan istatistiklere göre, 2019'da 271.000'den fazla yeni meme kanseri vakası ve yaklaşık 42.260 ölüm öngörülmüştür. Heterojen bir hastalık olan meme kanseri, östrojen reseptörü (ER), progesteron reseptörü (PR), insan epidermal büyüme faktörü reseptörü (HER2) ve antijen KI-67 (Ki‐67)'nin ekspresyon durumuna bağlı olarak birkaç ana alt sınıfa ayrılabilir. Bilinen alt sınıflar arasında üçlü negatif meme kanseri (TNBC), ER, PR ve HER2 için negatiflik ile karakterize edilen en agresif alt tiptir. TNBC karsinogenezinin mekanizmalarını anlamak için, özellikle protein kodlamayan RNA'ların (ncRNA'lar) rolüne odaklanmak için büyük çaba sarf edilmiştir.

Kodlayıcı olmayan RNA'lar transkriptomun çoğunu oluştururken protein kodlayıcı RNA'lar genomun sadece %3'ünü oluşturur; kalan %97'si moleküler fonksiyonlara sahip transkriptlerin "karanlık maddesinden oluşmaktadır. "Karanlık madde genomunun, çoğu proteinleri, yani ncRNA'ları kodlamayan, ancak esas olarak fenotipik düzenlemeden sorumlu önemli fonksiyonlar uygulayan çeşitli RNA türlerine kopyalanabileceği kanıtlanmıştır. ncRNA'ların ortaya çıkan fonksiyonları genellikle kanser araştırma alanında belirlenmiştir. Halen, ncRNA ile ilişkili kanser çalışmaları yaygın olarak miRNA'lar, lncRNA'lar ve circRNA'lar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Burada, araştırmacılar ncRNA'ların genel özelliklerini ve işlevlerini gözden geçirdiler ve TNBC'nin karsinogenezinde ve gelişimindeki temel mekanizmalarını tartıştılar.

TNBC'deki miRNA'lar, lncRNA'lar ve circRNA'lar

Üçlü negatif meme kanseri (TNBC), östrojen reseptörü (ER), progesteron reseptörü (PR) ve insan epidermal büyüme faktörü reseptörü (HER2) için negatif olan meme kanserinin en agresif alt tiplerinden biridir. Kodlayıcı olmayan RNA'lar (ncRNA'lar) transkriptomun çoğunu oluşturur ve ökaryotik hücrelerde yaygın olarak bulunur. Son yıllarda ortaya çıkan kanıtlar, ncRNA'ların özellikle mikroRNA'ların (miRNA'lar), uzun ncRNA'ların (lncRNA'lar) ve dairesel RNA'ların (circRNA'ların) TNBC'nin tümör oluşumu ve gelişiminde belirgin rol oynadığını, ancak çoğu ncRNA'nın foknksiyonlarının tam olarak açıklanamadığını gösterir. Bu derlemede araştırmacılar, miRNA'ların, lncRNA'ların ve circRNA'ların genel özelliklerini ve biyogenezini sistematik olarak aydınlattılar, bu ncRNA'ların TNBC'de ortaya çıkan işlevlerini tartıştılar ve klinik uygulamada gelecekteki bakış açılarını sundular.

Sonuç olarak, ncRNA'ların TNBC ilerlemesi üzerinde kayda değer etkileri vardır. Araştırmacılar, TNBC'deki ncRNA'ların rollerini ve mekanizmalarını özetlediler. TNBC'nin karsinogenezi ve gelişimi üzerindeki miRNA'ların ve lncRNA'ların işlevleri geniş çapta incelenmiş ve köklü rollere sahip oldukları biliniyor olsa da, circRNA'lar da dahil olmak üzere birçok diğer ncRNA da tümör ilerlemesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir, ancak uzun zamandır ihmal edilmiştir. Araştırmacılar daha az bilinen ncRNA'lara ve bunların TNBC ile ilişkilerine odaklanan daha fazla araştırma bilgisi ile ncRNA dünyasının gizeminin nihayetinde çözüleceğine ve TNBC yönetiminin klinik uygulamasının gelecekte büyük ölçüde iyileştirileceğine inanıyorlar.

Medikaynak Referanslar

Mei J, Hao L, Wang H, et al. Systematic characterization of non-coding RNAs in triple-negative breast cancer [published online ahead of print, 2020 Apr 6]. Cell Prolif. 2020; e12801. DOI: 10.1111 / cpr.12801

+ Tüm Referansları Göster
  1. Benzer İçerikler